24 yıl önce Norveç'te kurulan black metal grubu Mayhem'in hasta ruhlu üyeleri,müzikle yakından uzaktan ilgisi olmayan sapkınlıklarıyla tarihe geçti...
90'lı yılların başında ard arda meydana gelen kilise yangınları ve olaylar sırasında üç kişinin yaşamını yitirmesi Norveç halkının huzurunu kaçırmaya yetmişti.Gazetelerin manşetleri sanki tek elden çıkmış gibiydi:''Tanrı tanımaz,satanist gençler saldırılarına devam ediyor.''Halkın olaylardan sorumlu tutulan gençlere karşı toleransı tamamen tükenmişti.Medya kendine hedef olarak black metal gruplarını seçmişti.Black metal denilince akla gelen ilk isim Mayhem'di. Mayhem medya için iyi bir malzeme,Norveçli dindarlar için ise kolay ve gözden çıkartılabilir bir hedefti.Ancak grubun ateşli hayranları da olup biteni seyretmekle yetinecek gibi durmuyodu.Yetinmediler de.Mayhem hakkında sürekli kötü haberler yazan bir gazetecinin evine iki gözünün arasına bıçak saplanmış bir domuz kafası fırlattılar.Gazeteci bir daha grup hakkında tek kelime yazmadı. DEAD GRUBA KATILIR 1983 yılında gitarist/vokalist Euronymous,basist Necro Butcher ve davulcu Manheim tarafından kurulan grup,Maniac'ın da ekibe dahil olmasıyla ilk stüdyo albümleri olan 'Deathcrush'ı çıkardılar.Basılan bin kopya kısa zamanda tükendi.1988 yazında Manheim ve Maniac gruptan ayrılarak Mayhem'i yarı yolda bıraktı.Manheim artık gerçek bir iş bulması gerektiğine karar vermişti.Maniac ise başarısız intihar girişimlerinin ardından bir akıl hastanesine yatırılmıştı.Grup elemanları sahnede yaptığı taşkınlıklar yüzünden Norveç'te canlı performans sergileyecek mekan bulamıyordu.Konser vermek yerine demolar hazırlayıp black metal ağırlıklı yazılar yayınlayan fanzinlere yollamaya başladılar.Fanzinler sayesinde Mayhem'a birçok hayran mektubu gelmeye başladı.Euronymous mektupları cevapsız bırakmıyordu.Dead ile tanışmları bu sayede oldu.Eski Morbid elemanı olan İsveçli Dead,Mayhem'e katılmak üzere Euronymous tarafından Norveç'e davet edildi.Dengesiz davranışlarıyla bilinen 19 yaşındaki bu genç dış görünüşüyle Norveç black metal camiası tarafından hemen benimsendi. ÖLÜM VE TAKINTI Dead çocukluğunda geçirdiği ağır bir hastalık yüzünden ölümden dönmüştü.Bu deneyim onun gerçekten öldüğünü ve aslında başka bir dünyadan gelen insanüstü bir varlık olduğunu düşünmesine yol açmıştı.Düşünceleri sadece şarkı sözlerini etkilemekle kalmamış,Dead'ın tuhaf davranışları grup elemanları dahil herkesin dikkatini çekmeye başlamıştı.İsveçli genç vokalist,sahneye çıkmadan önce bir kutudan sakladığı karga leşini kokluyor böylece sahneye çıktığında ölüm hissini yaşayarak şarkı söyleyebildiğine inanıyordu.Ölüm düşüncesi Dead'in bilinçaltına öylesine işlemişti ki,sürekli kendisine zarar veriyordu.Bir konserde vücudunu kırık bir şişeyle keserek ölümüne kan kaybetmiş ve geceyi hastanede noktalamıştı.Yaptığı gariplikler bunlarla sınırlı değildi.13.yüzyılda vebadan ölen insanlar gibi gözükmek için yüzünü beyaza boyuyor,sahneye çıkmadığı günler önce kıyafetlerini toprağın altına gömüyor ve sesinin daha iyi çıkması için ülser olmaya çalışıyordu.Bir ölüden tek farkı soluk alıp veriyor olmasıydı. Dead'le grupta ilk ilgilenen grubun basçısı Necro Butcher oldu.Dead,Necro Butcher'in daveti üzerine Euronymous ve diğerleriyle aynı evi paylaşmaya başladı.Gruba uyum sağlamayı başarmıştı.Bu durum Euronymous'un kıskançlık damarına basmaya yetmişti.Necro Butcher'ın aksine grubun kurucusu Euronymous,Dead'in kendini rahatsız hissetmesi için elinden geleni yapıyordu.Söylediği şeyler de gayet net,direkt ve adeta emir vericiydi:''Seni sevmiyoruz,O yüzden kendini öldürmelisin.'' İNTİHARIN ARDINDAKİ FOTOĞRAFLAR Dead emirlere uydu ve 8 Nisan 1991 tarihinde kendi elleriyle yaşama son verdi.Önce bileklerini kesti.Bileklerinden akan kanla duvara arkadaşları için bir not yazdıktan sonra anlına dayadığı tüfekle kafasını uçurdu.''Tüm bu kan için özür dilerim(Parti Başlasın)''Üzerinde espri anlayışını yansıtan ''I Love Transilvania'' baskılı bir tişört vardı.Cesedi ilk bulan Euronymous olmuştu.Cansız bedeni gören Euronymous,polisi aramak yerine dışarı çıkıp bir fotoğraf makinesi almayı uygun gördü.Arkadaşının cesedinin fotoğraflarını çektikten sonra grubun diğer elemanlarını arayan Euronymous,onlara Dead'in ölümünü kısaca şöyle haber verdi:''Hemen buraya gelin.Dead çok havalı bir şey yaptı.Kendini öldürdü!''Grup arkadaşları bu durumdan rahatsız olmuştu.Genç bir adam beynini havaya uçurarak intihar etmişti ve grup arkadaşı bunu bile kendine çıkar sağlamak için kullanıyordu.Euronymous'un bu davranışı kişiliği ve başına gelecekler hakkında somut ipuçları vermeye başlamıştı. Dead'in intiharından kısa bir süre sonra Euronymous'un çektiği fotoğraflar,Mayhem'in ''Dawn of the Black Hearts'' albümünün kapağında kullanıldı.Necro Butcher için artık bu kadarı çok fazlaydı.Gruptan ayrılmaya karar verdi.Ancak Mayhem tanınmış bir gruptu.Necro Butcher'in yaratacağı bu boşluğu doldurmak Euronymous için pek de zor olmadı.1993 yılında gruba Varg Vikernes katıldı. CEHENNEM VE MÜRİTLERİ Dead'in intiharından bir süre sonra Euronymous,Oslo'ya taşınmış ve Helvete(Cehennem) adını verdiği bir müzik dükkanı açmıştı.Duvarların rengini siyaha boyamış,üzerlerine Ortaçağ'a ait silahlar asmıştı.Euronymous kendisine,yarattığı cehenneme uygun bir de karakter şekillendirmeye başlamıştı;eski çağlardan günümüze gelen bir şeytan!Giydiği kıyafetler ve elinde tuttuğu kılıçlarla çektirdiği fotoğraflar fantastik film karelerinden fırlamış bir deli izlenimi yaratıyordu. Dead'in ölümünden sonra insanlar üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu fark eden Euronymous,artık iyice tehlikeli olmaya başlamış,etrafında topladığı black metal fanları ile kendi kurallarını koydukları bir aile yaratmıştı.Euronymous Vang Vikernes ile tanışması da bu cehennemde oldu. KATİL:SÜT ÇOCUĞU Varg Vikernes diğerlerinin aksine alkol kullanmayan,sürekli kutu kutu süt içen,ciddi görünümlü bir gençti.Grup içerisinde kısa sürede sivrilmiş,dikkatları üstüne toplamıştı.Euronymous'tan beş yaş daha genç olan Varg,artık onun koruması altındaydı.Varg'ı çok seven Euronymous onun Mayhem'de bas gitar çalmaşını ve kendi başına yaptığı müziği dinleyicilere Burzum adı altında tanıtmasını teklif etti.Euronymous bir albüm ile başa çıkamazken,Varg bir senede iki albüm çıkartabilecek kadar yetenekliydi.Bu yeteneğin başına iş açıcağının ise henüz farkında değildi. Euronymous ve Varg'ın arkadaşlıkları kısa zamanda kimin daha yetenekli,kimin daha şeytani olduğu konusunda bir yarışa dönüşmüştü.Euronymous tahtının tehlikede olduğunu düşünmeye başlıyordu.Kendini tehdit altında hisseden Euronymous çözümü başta Varg Vikernes olmak üzere önüne gelen herkese tehdit mesajları yollamakta buldu.Bu tehditlerin hiçbir gerçekliği olmasa da Varg tüm bunları ciddiye alıyordu.Tehditler kişiselleşmişti.''Benim yerime onun ölmesi daha iyidir'' diye düşünen Varg,fazla zaman kaybetmeden planını uygulamaya karar verdi. 10 Ağustos 1993'de Varg Vikernes Euronymous'un Oslo'daki dairesinin kapısını çaldığında sabah sabaha karşı dört sularıydı.Euronymous hazırlıksız yakalanmış olacak ki kapıyı iç çamaşırlarıyla açmıştı.Varg'ın niyetini anlayan Euronymous kısa bir tartışmadan sonra canını kurtarmak için üst kata doğru kaçarken kafasına,göğsüne aldığı 24 bıçak darbesiyle olduğu yere yıkıldı.Ölüm kralı tahtından indirmişti.Artık yeni bir kral vardı;süt çocuğu Varg Vikernes! Vikernes artık Norveç'in Charles Manson'u olarak kabul ediliyordu.Polisler cinayet sonrasında korkunç bir gerçeği daha su yüzüne çıkardılar;Varg evinde yaklaşık 150 kilo patlayıcı ve yasa dışı silah zulalamıştı, Varg Vikernes Norveç yasalarına göre en uzun süreli ceza olan 21 yıllık hapse mahkum oldu.Mayhem ise geride kalanlarla müzik yapmaya devam ediyor.Kilise yakmamak ve birbirlerini öldürmemek şartıyla...
Konu: mayhem......... 
C.tesi Ara. 06, 2008 7:36 pm